16 Aralık 2019

Bir takım sözcükler var ki, hiçbir zaman iyi anlayamadım, günah sözcüğü gibi. Oysa insanların yaşama karşı günah işlemediklerini bildiğimi sanıyorum. Çünkü yaşama karşı bir günah varsa belki de bu günah, ondan umut kesmekten çok, başka bir yaşam umut etmek, bir de onun acımasız büyüklüğünden kaçmaktır.

10 Aralık 2019

‘Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim’, dedin
‘bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

09 Aralık 2019

Monoton giden hayata ve kuralsız insanlara tahammül edemem. Her yalnız kaldığım anda, bir şeyleri sorgulamaya başladığımda gerçeklerle yüz yüze gelirim ve hayatta en son isteğim gerçeklerle yüzleşmek. Gri bir şehir, kapalı bir hava bile direncimi kırar ve moralimi bozar. Sadece melankolik yetmiş beş promilli bir gece de, tümüyle yalnızken, unutulmuş ve kaybolmuşken, hiç bir şeye yararımın kalmadığı anda kendimi bulurum. Bu bazen huzur verir bazense hayatın tüm yükünü omuzlarımda hissettirir.

06 Aralık 2019

"Taşları sürekli dönen bir değirmendir kafa dediğin, arasına bir şey koymazsan, kendi kendini öğütür, bitirir."

02 Aralık 2019

Bazen bir okur, okuduğu kitapta, bir seyirci sinema da, yahut tiyatro da kendi deneyimindeki yaraları kapatmaya çalıştığı için o an'a ait olmayı ister. Yani bir anlamda yitirmiş olduğu, zamana kaydettiği anı kovalar. Bu nedenle, huzursuzluk ve iletişimsizlikle yaşadığı çağdaş hayatın yarattığı boşlukları doldurmayı umar.
Günün birinde bu acıları hiç yaşamamış olmak adına, sevdiğin kişinin hiç varolmamış olmasını dilersin.

11 Kasım 2019

İnsanın işlevi yaşamaktır, sadece var olmak değil. Harcamayacağım günlerimi onları uzatmaya çabalayarak. Kullanacağım her anını zamanımın.
Kendimize inancımız yokken, inananlara nasıl inanç bağlayabiliriz? İnanmak isteyip de inanamayanlarımızın başına neler gelecek? Peki, ne inanmak isteyen, ne de inanmaya gücü yetenler ne olacak?


Bilgi istiyorum, inanç değil, varsayımlar değil, bilgi. Tanrı, elini bana doğru uzatsın, kendini açığa vurup benimle konuşsun istiyorum.
Gün yüzü görmeyen ruhlarımız her geçen gün mayalanmaya devam ediyor. Her geçen gün yıpranan, delik deşik olan umutlarımız ve hayallerimiz ise biraz daha eskirken, günün sonunda heybemizde bom boş bir yüzleşme kaçınılmaz oluveriyor.
"Umut fakirin ekmeği" değil artık!
"İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından; iyilikleriyse toprağa girer kemikleriyle."